Gamze Cukuru
"Korkuyordum. Oyle korkuyordum ki, adim atamiyordum. Ayagimi kaldirmak bile cesaretti benim icin. Fakat yurumeye korkuyordum. Orada duruyordun, iki elini bana uzatmis, 'Hadi gel, korkma!' diyordun. Insan biriktirdiklerinin bir sonucudur ya hani, ben de biriktirdiklerimden biliyordum, 'ya dusersem?' diyordum. Simdiye kadar bircok el uzatilmisti bana zaten. Cesaret edip yurumustum. Hatta yuzlerimizde kocaman gulumsemelerle kirlarda kosmustuk. Ama sonra dusmustum bir anda, beni dusurmuslerdi.
Oyunbozanlardan sıkılmıstım, yilmistim. Tedbirli olmaliydim, bir daha dusup dizlerimin yaralanmasini istemiyordum.
Orda ellerin hep acik beni bekledin. Kafami kaldirdim, gulumsuyordun. Gamzelerini o zaman gordum. En gercek seydi onlar. O minik cukurlar cekti beni icine. Sonra farkettim ki hep gulumsuyordun bana, hic kaybolmadi gamzelerin.
'Ya dusersem?' diye sordum sana. 'Artik istemiyorum' dedim. 'Soz' dedin, 'Soz, benim ellerimi tutarsan dusmeyeceksin.' Oysa ben sozlerden hic hoslanmazdim. Cunku kimse tutmazdi ki sozlerini. Uzmemeye soz verir mi insan, illa ki uzerlerdi. Hep inanmak istiyor ama bunye. Hem telaslandim fakat inandim. Cunku gamzelerin gercekti.
Yavas yavas uzattim ellerimi. Adim attim. Sonra bir adim daha. Yurudum seninle. Bazen durmak istedim, durup sana bakmak. Bazen yururken bile sana bakiyordum, sen farkinda bile degildin. Yine gulumseyerek yuruyordun. Sana baktim, sonra ellerimize. Dogru elleri mi tutuyorum diye kac kez sorguladim yolda yururken. Sonra bir yokus cikti karsima. Istifini hic bozmadan yurumeye devam ettin, elimi sımsıkı kavrayarak. Hatta tutup beni cektin en yoruldugum, pes etmek istedigim zamanlarda. Artik minnettarlikla bakiyordum sana.
Kac yokus olursa olsun hic durmadin, hic birakmadin elimi. O kadar yoruldum ki bazen o yokuslarda, ben birakmak istedim ellerini, sirf sen de beni cekip yorulma diye. 'Sacmalama' dedin bana. Gene gamzelerine bakarak yurumeye devam ettim.
Beraber yemyesil kirlarda kostuk, cigerlerimize oksijen cektik. Bazen deniz kenarinda birbirimizi islatan adimlarla kahkahalar icinde yuruduk. 'Bundan sonra hep beraber yuruyecegiz, hep elele olacagiz.' dedin bana. Ben de gulumsedim. Zaten artik ben de guvenle tutuyordum elini. Hep yuzumu gulduruyordun.
Bazen benim gidelim dedigim yollardan gittik. Bazi yollar daha guzeldi cunku. Sen de yolunu degistirdin memnuniyetle. Ve yeni girdigin yolda cok mutlu oldun. 'Sen olmasan bu yola girmeye cesaret edemezdim.' dedin. Yolunla beraber hayatin da farklilasti. Hayatina deger kattigimi bana hissettirdin, gocunmadan da soyledin.
Hala elimi tuttugun birgun gozlerinin bende olmadigini gordum, biraktim ellerini aniden. Hemen kosarak geldin. Ellerimi istedin. Cok uzulmustum. Egildin. 'Kaldir basini.' dedim. Ve gene gozyasinla dolu gamzelerini gordum. Ellerimi verdim. Kolay olmadi ama sonunda ben de ictenlikle tutabildim ellerini. Sen de daha sıkı tuttun, hissettim.
Sonra yolun sonunu merak ettim. Yillardir ellerimiz kenetli yuruyorduk. Ikimiz de gulumsuyorduk. 'Ne zaman varacagiz?' diye sordum sana. Bana kizdin. 'Neden soruyorsun, daha yuruyoruz iste dedin.'
Sana daha yakindan bakmaya basladim. Sen neden diye sorunca ben de kendime sordum. Neden seninleydim... Alismistim el ele yurumeye ama dogru kisinin elleri mi acaba dedim kendi kendime. Dusundum, dusundum... Bu sefer dusunmekten yorulmustum. Dusunceli halimi anladin, gene gulumsedin ve 'Evet' dedin, 'Bu eller dogru insanlarin' diye belirttin. Gamzelerini gordum, etkilendim.
Yolun sonu hala gorunmuyordu. Eve varacagimizi hep soyledin, o evde beraber mutlu olacagiz dedin. Ama ne zaman varacagimizi hic soylemedin. Her sordugumda duvara carptim. Hep kizdin. 'Ben de bilmiyorum ne kadar sonra ama eninde sonunda eve varacagiz iste, neden yetmiyor, hala soruyorsun?' diye cikistin. Ama yetmiyordu bunu bilmek. Yillardir gocebe idim, yillardir kendi evime hasrettim. Artik beraber kanepemizde uzanmanin hayalini kuruyordum. Yolun ne zaman bitecegini bilemedikce huzursuzlaniyordum. Evin etrafinda dolaniyorduk bunu hissedebiliyordum ama neden varamiyorduk hala, bunu kestiremiyordum.
Haber salmisti herkes, ne zaman eve gelecegimizi soruyorlardi bana. Cevap veremiyordum. Ona baktim, memnundu elele yurumekten. Sonra oturup konustuk, tartistik. Eninde sonunda eve girmekten korktugunu anladim. 'Nasil yani? Bu kadar zaman elele yurudukten sonra, benimle eve girip girmeyecegini bilmiyor musun?' diye sordum ona. 'Hayir' dedi, 'O eve seninle girmek istiyorum, ama orada karsilasacaklarimdan korkuyorum.'. 'Peki ya benle yasayacaklarin? Gulumsemelerimiz?' diye sordum. 'Evet biliyorum, istiyorum senle hep gulumseyelim, ama ya hep gulumseyemezsek?' dedi bana. 'Bazen aglayabiliriz elbet, nasil tamamen emin olabiliriz ki zaten?' dedigimde, bana gene 'Seni anliyorum ama bilmiyorum' dedi.
Ben de onu anliyordum. Senelerdir yururken ben de sadece yurumemis, dusunmustum bol bol. O sorularin hepsini ben de sormustum kendime. Sonra cevap kendiliginden cikmisti aslinda; bunca sene gulumseyerek yurumustuk huzurla, eve varinca sadece beraber yasayacagimiz, sarilip uyuyacagimiz bir evimiz olacakti, fakat biz gene el ele sevgililer olacaktik, yine gulumseyecektik, hicbir sey degismeyecekti ki...
Ondan nedenini ogrenmek icin o kadar cabalamistim ki yorulmustum. Hele bu kadar sene el ele yurudukten sonra evin etrafinda dolastigimizi anlayinca kirilmistim. O eve girmek degil, benimle girmek onemli olmaliydi. Korkmak yerine can atmaliydi. Hem hani ben korkuyordum? Yolun sonunda rolleri degismistik, bu sefer o durmustu, adim atmaktan korkar bir haldeydi. Tipki benim yuruyememin sebebi biriktirdigim korkularim gibi, bu sefer o biriktirdiklerini atamiyordu uzerinden. Ben adim atmis, hatta onunla kosmus ve gulumsemeye kavusmustum. Ona yardim etmek istiyordum.
Hala ne zaman varacagimizi bilmiyordum, ama bana korkularini acmisti ya, aslinda cok mesafe kat etmistik. O eve benle kosma arzusu olmamasina uzulsem de, basini oksadim. Gitmedim. Elini tuttum. Cunku geri donersem, ikimiz de uzulecektik. Ve onun gamzeleri kaybolacakti.
Bu sefer ben uzattim ellerimi. 'Gel birtanem' dedim. 'Gel, aglariz da, kizariz da... Ama bu evde her zamanki gibi en cok el ele gulumseyecegiz. Hadi tut ellerimden...'
Hala ellerim acik, kollarim yoruldu, fakat hala gulumsuyorum. Yanaklarimdan bazen bir damla iniyor, kossun istiyorum, ellerimden tutup beni coskuyla evimize tasisin. Bekliyorum. Hala bekliyorum... Cunku o gamzeleri cok seviyorum."
Yorumlar
Yorum Gönder