Etiket

Kontrolu kaybediyorum bazen, kontrolumu degil, kontrolu. Mudahale edemedigim seyler var, bundan dolayi kendimi aciz hissettigim... Meger ne cok etiket varmis hayatta, saymakla bitmeyen, saydikca can sikan. Musluman, Hristiyan, Ermeni, Kurt, Alevi, Safii, Fenerbahceli, Galatasarayli, Adanali, Istanbullu, Alamanci, Zenci, Kizilderili, Muhafazakar, Devrimci, Kapali, Dinsiz, Alkolik, Tovbekar, Pic, Gunahkar, Capkin, Japon, Rus, Kor, Topal, Travesti, Maco.... Saymakla bitmez...

Oysa bazimiz ne guzeldir, insan olarak dogariz, saf insan... Hicbir sey bilmeden, biseye inanmadan. Oysa daha biz dogmadan etiketlenmeye baslamisizdir, once nufus cuzdaninda din hanesi doldurulur biz dusunmeyi ogrenmeden. Sonra korkular ogretilir, igneci teyzeden, ham yapacak canavardan.. Aslinda cocuk kopekten korkmamaktadir, altli ustlu oynar onunla taa ki annesi ona korkmasi gerektigini ogretene kadar.

Bebeklikten cocukluga gectiginde oyunlara alinmaz bazen, cunku misketi azdir. Ve buyur cocuk, ergen olur. Diger ergenler de acimasiz olur, yeterince guzel/ yakisikli degil diye alinmaz gruplara.

Genc olur, universiteye gider. Tabi eger ailenin parasi varsa ozele.. Ya da devlet universitesini kazanir, gelecegini belirleyen o 3 saatlik sinavla, bilmem kacinci olur. Tiyatrocu olmak ister olamaz, artist mi kesilicen basimiza olur, hem o meslekte para yoktur, muhendis olunur Ve iste universite biter is arar, nedense herkes tecrubeli aramaktadir, yilar, cunku o bir yeni mezundur. Is bulur kapiralist sistemin gobeginde, 9-6 calisir kariyer sahibi olacaktir. Master yapmalidir, dil ogrenmelidir, Amerika'ya gitmelidir is degistirmek icin, en azindan yapmis olmak icin yapmalidir, CV'sinde olmalidir.

Sonra evlilik bekler herkes, yok mu biri derler. Biri olmalidir ama kriterlerine uymalidir. Biri cikar karsisina, ama bu sefer mezhepleri farklidir ya da yabancidir veya ne bileyim zengin degildir, olmaz. Sonra baska biri olur, belki ilkine asik oldugu gibi olmaz ama mantiga da, aileye de uygundur. Ne zaman evleniyorsunuzlar... Sonra dugun... Otelde mi, dugun salonunda mi, kir dugunu mu, yemekli mi... Ne olursa olsun arkadan konusulur. Merasim biter bitmez cocuk yok mu diye sorulur, ustlerine vazife gibi. Ilki olsa ikinci ne zaman diye sorulur. Oysa mutlu mu mutsuz mu pek de merak eden yoktur.

Icki icilmez, gunah olur. Sinirlar tonlarca silahla korunur, gazi olunur, sehit olunur. Barisa luzum yoktur cunku sinirlar, toprak insan canindan daha kiymetlidir. Zaten pis Yunan'lilar, pis Meksika'lilar, barbar Turk'lere mustehaktir. Hem onlar dinsizdir, cehennemliktir. Komur icin oy verdigi hukumet calsa da kaldirimlari 4. Defa olsa da yapmaktadir ya yeterdir.

Zaman gecer ev-is arasinda mekik dokunur, gezmeye para yoktur, arabanin markasi daha onemli olur. Cocuklara sevgi gosterilmez, uyurken sevilir sonra n'olur n'olmaz simarir durur. Hem kiz cocuguna disari izni verilmez, maazallah sevisir, bekareti bozulur. Oglan ise milli olur. Adam kadini aldatsa erkegin elinin kiri olur. Ama yanyana karsi cinsle gorunse zaten milletin gozunde aldatmakta olur.

Iste bu saf dogan cocuk da onlardan biri olur. Tum korkular, etiketler ogretilir, kafasina sokulur. Sinirlari olmayan bu bebek sinirlar icine konulur. Toprak sinirlari, ahlak sinirlari, din sinirlamalari, politik sinirlamalar, fiziksel sinirlamalar onu buyutur durur. Ve iste yeni bir saf bireyi toplumla beraber etiketlendirmeye hazir olur. Istedigi ama yapamadigi meslek, sevdigi ama evlenemedigi kadin, gezmek isteyip goremedigi yerler, dunyaya birakmak isteyip birakamadigi yapit hepsi ona yabanci olur.

Sonra olup gidilir, arkandan bir sure konusulur, sonra unutulur.....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Can’sız Bir Sene

Cahillikler ülkesi beni öldüremeyecek.

Gidememek