Bir Yavru Kedi Hikayesi
Bazen kendimi 35 yaşında bir ergen gibi hissediyorum. Ergen dediysem, hani şu bıkkınlıkları, sıkılmaları, hayatı anlamsızlaştırmaları, dünyada tek kalmış gibi hissetmeleri vardır ya, buna benzer hissiyatlar içinde oluyorum. 35 yaşında bunu yaşaması bir parça daha zor oluyor elbet. Keza dünyada tek hissetmek hala zor, her ne kadar insanoğlunun (bunun seksist olmayanı var mı?) dünyada tek başına olduğunu bilsem ve bunu kabullenme konusunda çok sıkıntı yaşamasam da... Bugün bana bunları hissettiren minicik bir candı. Bir randevuma yetişmek için yürürken gördüm onu. Yavru bir kedi... Tatlılığı beni durdursa da arka ayağının birine basamadığını görünce kalakaldım. Bir adım attım ona ve o, en sevgiye aç haliyle yapıştı elime. Ne yapacağımı bilemedim. Biraz sevdim onu fakat bir çare bulmak lazımdı. Çok detaylara girmeyeceğim çünkü insanların duyarsızlığından bahsedip daha fazla ne kendi canımı ne sizin canınızı sıkmak istemem. Kısaca yardım çağırdım, belediye veterinere götürsün diye ve b...